Modifiye Nedir?

Motorun Gücünü artirmak, fren sistemini güçlendirmek, kabin ve karoserde bir takim degisiklikler yapmak,aracin daha süratli görüntüsü ve hiziyla dikkati çeken bir otomobil haline getirilmesi için yapilan degisikliklerdir.Diger otomobillerden ayirt edilen en büyük özellikde bu olsa gerek..
Modifiyenin en çarpici özelligi motor gücünü artirmaktir.Daha genis piston kullanmak ya da egzantrik milinin derecesini degistirmek, motora güç kazandirmanin en etkin yollari. Bununla birlikte, elektronik beyin programinin gelistirilmesi ve hava emmeyle egzoz sisteminin modifikasyonu. Turbo motorlarda bu islemlerin yaninda turbo valfinin basinç limitini artirilmasi, intercooler'i büyütmek ve pop-off supapi monte ederek güç artirilabiliyor.
Otomobillerde yapilan bu teknik degisiklikler sadece sürat yapmasi için degil, yol tutusu güçlendirmeyi ve frenaj kabiliyetini artirmayi da kapsiyor. Bu degisimlerin hepsi bir zincir olarakta düsünmemiz mümkün.Bu yüzden zincirlerden biri eksik oldugu zaman mutlaka olumsuz bir faktörle karsilasmak kaçinilmaz oluyor.Örnegin;Gücü artirilan otomobili yolda tutmak için birtakim teknik degisiklikler yapmak ve güvenli durabilmesini saglamak için fren sistemini güçlendirmek gerekiyor. Biri eksik oldugunda, ölümle dahi sonuçlanabilecek kazalarin yasanmasi her an mümkün. Bu nedenle modifiye islemini yaptirirken dogru siralama yapmak gerekiyor. Bu arada kullanilan parçalarin titizlikle seçilmesi mutlaka belgeli ve trafikte kullanima uygun olduguna dikkat etmek gerekiyor.Bu islemi yaptirirken ilk yapilmasi gereken profesyonel kisilerden yardim alinmasi olmalidir.
Teknolojinin gelismesi ile birlikte otomobillerinde farkli zevklere göre tasarlanmasi saglandi. Bu farkli tasarimlarin ortaya çikmasinda belkide en büyük pay sahibi motorsporlarinin oldu.Kabin içindeki süslemelerden alüminyum görünümlü depo kapaklarina kadar tüm aksesuarlarin temelinde Motorsporlari yatiyor.Dis görünümde lastik-jant, karoser kiti, farlar, far kaslari, son susturucular,hava kanallari ve aynalar otomobilin otomobili diger otomobillerden farkli kilan özellikler. Bu aksesuarlardan bir bölümü, otomobilin sadece görünümüne degil, yol tutusuna da katki sagliyor. Kabindeyse Renkli göstergeler,vites topuzu, direksiyon simidi,konsol kaplamalari koltuklar yapilan degisiklikler arasinda yer aliyor.
Dikkat edilmesi gereken diger bir hususta modifiyeli araçlari kullanirken kendi hiz zevkiniz için baskalarinin canini tehlikeye sokacak sekilde caddelerde yaris yapmak yerine çesitli kuruluslarin düzenledigi yarislarda adrenelinizi yükseltmenizi tavsiye ederiz.Unutmayin ki cadde ve sokaklarda yapilan hiz özgürlük degildir.

Chip Tuningin Mantığı

Otomobil üreticileri bir motoru dizayn ederken sadece performans üzerine düsünmezler. Onlar,  otomobillerde yakit ekonomisini, uygun olmayan kullanim kosullarini, kalitesiz yakit kullanilabilecegini, eksik ve kötü bakim yapilabilecegini göz önünde bulundurarak bazi önlemler alirlar ve bu da motorun performansini olumsuz yönde etkiler.
Iste bu noktada superchips, arabasinin bakimlarini düzenli ve iyi bir sekilde yaptiran, yakit ekonomisinden bir miktar taviz verebilecek kullanicilari için farkli bir yazilimla motoru yöneterek, her türlü motordan %10 civari güç ve tork artisi alinmasini saglar.
Farkli markalarda otomobillerin farkli motor ve kontrol ünitesi özellikleri oldugu için Superchips farkli markalara özgü farkli chip tuning metotlari gelistirmistir.
Çogu otomobilde geçerli, eski chip'in yerine yeni bir chip takmanin yaninda Ford'larda farkli bir modül, BMW ve yeni Opel Vectra gibi otomobillerde seri programlama ve çogu japon otomobilinde de Icon Race gibi yöntemlerle chip tuning yapilabilmektedir.

Nos (Nitrous Oxide System)

Bir motordan en fazla guc artisi NOS ile saglanir.Calisma prensibi cok basit olan NOS, otomobilin herhangi bir yerine monte edilen tuple kontrol ediliyor.

Tup baglantilarla, istenildiginde motorun yanma odasina yakit ve havanin yaninda "nitroues oxide" gazi veriyor. Bu gazin sogutucu etkisi, genlesme katsayisini dusuruyor ve yanma odasina normalin cok ustunde miktarda oksijen dolmasina neden oluyor. Bu sayede yakit daha iyi yaniyor, patlama cok daha siddetli gerceklesiyor ve guc artiyor.

Kiti bir tup, butonlar ve motor ici baglanti aparatlarindan olusan NOS'u aktif hale getirmek tupun vanasi, ardindan iceride bulunan ana kumanda dugmesi aciliyor, gaz pedalinin altinda bulunan buton, gaza tam basilmasi halinde aktif hale geliyor ve "nitroues oxide" gazi yanma odasi icine pompalaniyor.

Otomobilin motor hacmi ve gucune gore 50 ve 1500 bg arasinda guc artisi saglayabilen NOS kitlerinin fiyatlari 600 Amerikan dolarindan basliyor

Dereceli Egzantrik Mili Nedir?


Dereceli Eksantrik Milleri standart eksantrik millerinden farkli olarak performansa yonelik duzenlenmis yapilari ve ayarlanmis dereceleri sayesinde gerek cadde otomobillerinde gerekse yaris otomobillerinde yüksek güç ve tork saglayan performans parçalaridir..

Dereceli Eksantrik Mili Nasil Çalisir?


Dereceli Eksantrik'ten güç çikmasini saglayan temel unsur subaplarin açilip kapanma ve açik kalma zamanlarinin degismesidir. Bu konuda Teknik Bilgi olarak bilinmesi gereken birkaç kavram vardir:
LIFT: Lift, eksantrik milinin subaplari ne kadar bastirdigini gösteren degerdir.
DURATION: Subapin yatagindan çiktigi zamanki derece ölçümüdür.
OVERLAP: Giris ve çikis subaplarinin ayni anda açik oldugu sürenin derecesidir. Giris eksantrik milinin açilis numarasi çikis eksantrik milinin kapanis numarasina eklenerek hesaplanir.
POWER BAND: Eksantrigin gücünü verimli bir sekilde verebildigi devir araligidir.
Bu kavramlari daha iyi anlayabilmek için su  örnegimize göz atabilirsiniz...
Ford Escort 1.8 16V için Piper Cams BP270 eksantrik mili:


Intake Opens: Emme Subapinin açildigi nokta
Intake Closes: Emme Subapinin kapandigi nokta
Exhaust Opens: Egzoz subapinin açildigi nokta
Exhaust Closes: Egzoz subapinin kapandigi nokta
Both Intake and Exhaust Valves are open: Emme ve egzoz subaplarinin ikisinin de açik kaldigi zaman

Dereceli Eksantrik Mili Ne Kadar Güç Verir?
Cadde otomobilleri için üretilmis eksantrikler derecelerine ve kullanicinin seçimine göre 10bg ile 25 bg arasinda güç üretebilecek kapasitedelerdir, yaris otomobilleri için üretilmis eksantrikler ise çok daha yüksek olarak 80-100bg'lere kadar güçler üretebilmektedirler.
Daha ayrintili ve özel bilgi almak için Eksantrik Mili Üreticilerimizden ilgilendiginiz markayi seçerek devam edebilirsiniz...
Eksantriklerin hangi özellikleri neleri etkiler?
Eksantrikleri tanimlarken üreticilerin kullandiklari bir çok özellik vardir. Bunlardan en yaygin olarak kullanilanlarin aracin motor gücünü nasil etkiledigini bilmek, eksantrik mili seçiminizde size yardimci olabilir.
Duration: Emme ve Egzoz için ayri ayri belirtilir. Subapin, 360 derecelik döngü içerisinde kaç derecelik sürede açik kaldigini gösterir. Cadde tipi eksantriklerde bu deger 250-270 dereceler arasinda oynayabilir, yaris tipi eksantriklerde ise 300 derecelere kadar çikabilir. Bu deger arttikça motorun maksimum gücü artar, ancak bu deger artisinin, motor üzerinde gerektirdigi farkli tadilatlar da oldugu için cadde tipi dereceli eksantriklerde genelde göreceli olarak düsük degerler tercih edilir.
Overlap: Emme subapinin açilmasindan, egzoz subapinin kapanmasina kadar geçen, iki subapin birlikte açik kaldigi süredir. Bu sürenin artisi, egzoz gazinin daha çabuk tahliyesini, akabinde emme manifoldundan gelen temiz hava ve benzin karisiminin daha çabuk bir sekilde silindirlere çekilmesini saglar. Araçlarin, fabrika çikisi eksantriklerinde bu deger oldukça düsüktür. Bu sayede düsük devirde uygun güç ve tork yakalanir. Ancak dereceli eksantriklerde, eksantrigin derecesinin artisina göre Overlap degerinin de artmasiyla yüksek devirdeki güçte çok etkili artislar görünür. Bu yüksek güç artisiyla birlikte rölantide de küçük düzensizlikler görülebilir. Tabii ki bu düzensizlikler daha çok, yüksek dereceli yaris eksantriklerinde belirgindir. Cadde tipi dereceli eksantriklerde konfordan ödün verilmeyerek, bu deger, fazla olmayan bir miktarda arttirilarak uygun güç ve tork artisi saglanir.
Lift: Eksantrik kataloglarinda genelde Full Lift olarak geçer, subabin yatagindan maksimum ne kadar uzaga açildiginin milimetre olarak degeridir. Full Lift'in artisi tüm devir bandi üzerinde bir miktar güç ve tork artisi saglar. Full Lift'ten ayri olarak, Lift konusunda esas önemli olan nokta, bir subapin yatagindan hangi hizla çiktigi ve ne kadar süre Full Lift pozisyonunda kaldigidir. Full Lift degerleri ayni olan iki eksantrik kiyaslandiginda, daha kisa sürede Full Lift pozisyonuna gelen ve o pozisyona yakin pozisyonlarda daha uzun süre kalabilen subap zamanlamasini saglayan eksantriklerde güç artisi göreceli olarak daha da yüksektir.
Timing: 22-62, 62-22 seklinde bir örnek ele alindiginda;
Ilk 22, emme subapinin üst ölü noktadan kaç derece önce açildigini,
Ilk 62, emme subapinin alt ölü noktadan kaç derece sonra kapandigini,
Ikinci 62, egzoz subapinin alt ölü noktadan kaç derece önce açildigini,
Ikinci 22, egzoz subapinin üst ölü noktadan kaç derece sonra kapandigini belirtir.
Duration ve Overlap bu degerler sayesinde hesaplanir.
Dikkat edilmesi gereken noktalar: Baslangiç seviyesindeki cadde tipi dereceli eksantrikler standart motorlarda baska hiç bir tadilat gerektirmeden, tamamen sorunsuz bir sekilde kullanilabilmesine karsin, özellikle iddiali kalkis yarislari için hazirlanan otomobillerde kullanilan yüksek dereceli cadde eksantriklerinde dikkat edilmesi gereken bazi noktalar vardir.
Yüksek dereceli eksantrikli motorlarin daha yüksek devirleri çevirebilmesiyle birlikte, eksantrigin yapisi geregi artan Duration ve Full Lift degerlerinin sonucunda, subapla pistonun birbirlerine en yakin olduklari mesafe standart ve düsük dereceli eksantriklere göre bir hayli azalir. Yüksek dereceli eksantriklerde, eksik ve hatali uygulama sonucu, subapla pistonun temas etmesiyle subaplar yamulabilir. Bu olay özellikle yüksek devirlerde ve erken vites düsürme sonucu yigilma denen olayla meydana gelebilir.
Bu tehlikeyi önlemek için eksantrik mili üreticilerinin sundugu özel subap yaylari mevcuttur. Bu yaylar gerek daha hafif, gerekse direnç olarak daha kuvvetli olduklari için subaplarin yuvalarina gereken zamanda oturmalarini saglayarak olasi sorunlari ortadan tamamen kaldirirlar. Yüksek dereceli eksantrik uygulamalarinda subap yayi degisimi, önemle üzerinde durulmasi gereken bir noktadir.

Bu bilgiler BestServis.com dan alinmistir

Performans Hava Filtreleri

: Performans hava filtreleri uygulamadaki kolayliklari ve fiyatlarinin diger modifiye aksamlarina göre çok daha hesapli olmasi sebebiyle modifikasyonda genellikle hepimizin ilk baslangiç noktasi olmustur. Öncelikle sunu belirtmek isterim ki, hepimizin ortak olarak hoslandigina inandigim, orijinal ekipmana kiyasla bu filtrelerin çikardigi spor ses bize bu filtreleri aldiran ilk sebeplerdendir. Ancak, modifikasyona genelde herkesin spor hava filtresinden baslamasinin bundan daha etkili bir sebebi var ki, o da birilerinin bize bu hava filtrelerini monte ettikten sonra 5-10 bg. gibi güçler elde edebilecegimiz konusunda son derece rahatça atip tutmalaridir. Teori : Burada teori sudur ki, silindirlerin içindeki yanma odasina yakitla karistirilmak üzere ne kadar çok hava gönderirseniz, o kadar fazla güç elde edersiniz, ancak mesele bu havayi birinci olarak nasil gönderdiginiz, ikinci olarak da gerçekten fazla hava gönderip gönderemediginizdir. Hava aerodinamigi o kadar komplike bir konudur ki, otomobilinizin orijinal hava filtresini açik bir spor hava filtresiyle (K&N, Kingdragon ve Green gibi markalar koton hava filtrelerinde en bilinenleridir) degistirdiginiz zaman ne kadar daha fazla hava elde edeceginizi bilmek imkansizdir. Kutu Içi Uygulamalar : Isterseniz ilk önce kutu içi K&N degisimleri gibi, açik hava filtresi takmak yerine kutuyu aynen kullanip sadece orijinal filtreyi bir sürü para ödeyip K&N gibi filtrelerle degismeyi düsünenler için asagidaki test sonuçlarini verelim. Otomobilinizin orijinal hava filtresinin bulundugu kutuda yapilan ve silindirlere, yakitla karismak üzere giden havanin akis rezistansini ölçen vakum testleri su sasirtici sonuçlari vermistir: (% 100 rakami havanin yanma odasina giderken maksimum dirençle karsilastigi durumlari, % 100’e göre daha düsük rakamlar ise havanin yakitla karismak üzere yanma odasina giderken daha az dirençle karsilastigi durumlari göstermektedir. Dogal olarak arada filtre ya da filtreyi barindiran kutu olmadan, direkt olarak manifolddan alinan hava, % 37,5 ile en az dirence ugrayanidir) orijinal hava filtre kutusu / orj.hava filtresi ile 100 % orijinal hava filtre kutusu / K&N hava filtresi ile 100 % orijinal hava filtre kutusu / hiç filtre yok 100 % modifiye edilmis hava filtre kutusu (kesilmis) / orj.hava filtresi ile 62.5 % modifiye edilmis hava filtre kutusu (kesilmis) / orj.hava filtresi ile 56 % açik hava filtreleri 44 % sadece manifold 37.5 % Görüldügü üzere, açik hava filtresi kullanmadikça, orijinal hava filtresini K&N benzeri hava filtreleriyle degistirmek, kutuda oynama yapmadikça yanma odasina giden hava miktarinda hiçbir arti saglamiyor, çünkü hava her seferinde bir sekilde dirence ugruyor. Belki sizin de dikkatinizi çekmistir, bu testte benim aklima en çok takilan nokta, orijinal hava kutusu içerisindeki orijinal hava filtresi ile K&N hava filtresinin geçis sirasinda havaya uyguladiklari direncin esit olmasindan çok, kutuda K&N veya orijinal hiç bir filtre yokken de havanin sanki kutuda filtre varmis gibi dirence ugramasi oldu.. Inanilir gibi degil.. Burada da yukarida bahsettigim, hava aerodinamigi isin içine giriyor. Demek ki kutu, ne olursa olsun havaya direnç uyguluyor. Zaten hiç kutu yokken, sadece manifolddan alindiginda bile havanin 100 degerine göre 37,5 degerinde dirence ugruyor olmasi, hava aerodinamiginin ne kadar hassas oldugunu kanitliyor. Sadece manifolddan alinirken bile bir direnç varsa, kutu olunca -içinde filtre olsun veya olmasin- havanin dirence ugramasi kulaga mantikli geliyor. Aslinda buradan baska bir sonuca daha geçiyoruz.. Kutu varsa, içine hangi marka filtreyi koyarsak koyalim, ya da içinde filtre olsun olmasin hava ayni dirence ugruyor. Hava, ancak kutuya girisini artirmaya yardimci olacak kesimler uygulanirsa daha rahat akiyor. Sadece manifolddan hava girisi normal karsilanacak bir uygulama olmadigina göre ve kutu içine filtre almak da ise yaramadigina göre, neden kutuyu kesmek yerine filtreyi direkt olarak açiga koymuyoruz? Direkt manifolddan almak yerine filtreyi açiga koyariz ve 37,5 ile 56 arasinda bir deger elde ederiz, degil mi? Mesela 44.. Bu da havanin 100 yerine 44, yani kutu içi uygulamanin yarisi kadar dirence ugrayarak geçecegi anlamina gelir.. Açik Filtre Uygulamalari Normal olarak, emis sistemine giden havanin oksijen yogunlugu % 21’dir. Bu oran, otomobilinizi fisekleyen, ve ülkemizdeki modifiyeli otomobillerde nadiren bulunan o pahali fakat bir o kadar da mükemmel nitro sistemlerinde ise % 33’ tür. Yani, arabanizin motorunu deliye çeviren ve komple bir sistem olan nitro’da bile oran ancak % 33’e çikabilmektedir. Normalden komple bir sisteme geçildiginde bile oranlarin birbirine yakinligi göze alindiginda, ve havanin akisi sirasinda karsilastigi direnci azaltmanin imkan dahilinde oldugu, ancak bunu yaparken içindeki oksijen miktarinin yogunlugunu arttiramayacagimiz gerçegiyle, tek bir konuya odaklanmamiz gerekiyor: Evet, havanin direncini azalttik, peki kaç beygir aliriz? Yapilan arastirmalar, açik hava filtrelerinin sadece ve sadece disaridan soguk hava alindigi durumlarda fayda sagladigini, bu faydanin da normal motorlarda otomobilin beygir gücüyle orantili olarak 0-2, turbo motorlarda ise yine soguk hava saglanmasi kosuluyla ve yine motor gücüyle orantili olarak maksimum 8-10 bg.’e çikacagini, eger filtreye sicak hava çektirilirse beygir gücü kazanimi yerine net beygir gücü kaybi oldugunu gösteriyor. Simdi diyeceksiniz ki bu performans filtreleri meger ne kötü seylermis.. Aslinda dahasi da var.. Bu filtreler gerçekten de anlatilageldigi üzere normal hava filtrelerine oranla tozu %300 ila %500 arasinda daha fazla geçirirler. Ancak içiniz rahat olsun, geçen bu küçük partiküllerin motorun ömrünü kisalttigina dair hiçbir kanit yok... Filtre Bakimi Bakim zamani, hava filtrenizi hangi kosullar altinda kullandiginizla dogrudan baglantilidir. Asiri tozlu ortamlarda bakim zamani son derece kisalmakla birlikte, normal kosullarda 6 ay ortalama olarak kabul edilebilir bir süredir. Filtre bakimi iki kisimdan olusur: temizleme ve yaglama.. Bu da ayri bir meseledir, benzin istasyonlarina gidip de 5 litrelik benzin aliyoruz.. Benzini aldiktan sonra filtreyi içine daldirip 1-2 saat kadar bekletin. Filtreyi arada daire seklinde hareketlerle çevirerek de temizleme islemine yardimci olabilirsiniz.. Hatta benzini bastan ikiye bölüp sonradan ikinci bi temiz su yapmak da mümkün.. Son olarak da iyice durulayin. Benzin tamamen uçtuktan sonra ince sprey yagi filtrenin iç kismina uygulayin. Yag, filtre üzerinde yapiskan ve tutucu madde görevi görerek toz ve kirin filtreye yapismasini saglayacaktir, böylelikle motora girenin sadece hava olduguna emin olabilirsiniz...

Alçaltma

Modifikasyonun en gerekli bölümlerinden biri de arabayi alçaltmak, yere yakinlastirmaktir... Nasil olsa zaten bir gün arabanizin çamurluguyla tekerlekleri arasindaki o çirkin bosluktan rahatsizlik duyucaksiniz... Bundan kurtuldugunuzda da elinize fazladan bir yol tutusu geçecek... Arabalari fabrika çiktilarindan farkli yüksekliklere indirmenin bir sürü yolu vardir ama bazilarini hiç tavsiye etmem...
Yaylari Kesmek
Arabanizi alçaltmanin belkide en kolay ve ucuz yolu budur.. Ama tabi arabaniz için en zararlisi da... Tabi hiç tavsiye etmeyecegim birsey... Bu söyle uygulanir; yaylarinizdaki parçalardan arabayi alçaltmak istediginiz kadari kesilir ve öylece kendi hallerine birakilir... Bunu sakin denemeyin!!! Çok ucuz bir yol olabilir ama hayatinizin en kötü yol tutusunu yasayacaginizdan emin olun! Eger helezonlarinizi kesmeye kalkarsaniz çok tehlikeli bir araba kullanmaya hazir olun! Güzel gözükebilir ama ne kadar uzun sürer?
Kisa Yaylar
Yaylari kesmenin daha iyi bir yolu kisa yaylar taktirmaktir. Bu ürünlerin yapimcilari bu yaylari arabanizi güvenli bir sekilde alçaltmaniz için bir sürü arastirmalar yaparlar... Bunlardan bir çogu TüV lisansli olarak üretilir, bu da yüksek kalite anlamina gelir. Eger -30mm veya -40mm düsünüyorsaniz amortisörlerinizi degistirmeye gerek duyulmayabilir. Fakat -60mm gibi ekstra bir yay kullanacaksaniz mutlaka amortisörlerinizi de degistirmelisiniz. Aksi taktirde kisa bir zaman içinde amortisörlerinizde çökme / patlama yasayabilirsiniz.
Iyilestirilmis Amortisörler
Bu tarz bir modifikasyonla -40mm den daha fazla alçaltmalara gidebilirsiniz ve arabanizin yol tutusu bir rüyaya dönüsür. Eger -40mm’ den daha derinlere inmek isterseniz bu tür modifikasyonlar için özel imal edilmis kisa ve daha sert amörtisörler kullanmalisiniz. Böylece arabayi bir sürü riske atmamis olursunuz.
Coilover' lar
Eger sanat yapmak istiyorsaniz bunlar tam size göre. Bu amortisörler yükseklik ayarlidir ve de size büyük bir özgürlük sunarlar. Eger arkadaslariniza artistlik yapmak istiosaniz tekerleklerinizi kaputtan disari çikarabilirsiniz. Ama sakin pazartesi günü ise giderken yükseltmeyi unutmayin! Yüksekligi kolayca ayarlayabilirsiniz... Bunlar için özel kitler satilmakta. Bunlardan etrafta hiç görmedim ama paraniz varsa sakin kaçirmayin derim...
Hangisi en iyisi?
Kendi arabaniz için bir alçaltma kiti bulamadiysaniz sorun etmeyin. Mesela Polo ile Ibiza’ ninkiler ayni yani Polo için dizayn edilmis bir kiti Ibiza’ da rahatlikla kullanabilirsiniz. Bunlari iyi arastirmalisiniz sadece...
Hangi amortisörler iyi ya da hangisi paranizin karsiligini verir? Bu sorularin cevabi arabaniza göre degisir ama Koni veya Bilstein alirsaniz yanilma riskiniz olmayacaktir.Bunlari da Eibach veya H&R yaylariyla kombine ederseniz süspansiyon olayini asmis olursunuz. Seçim size kalmis biraz arastirmaniz yeterli...
Sertligi Ayarlanabilirler
Eger mümkünse kendinize bunlardan bir çift edinin derim. Kaputunuzun altindan arabanin amortisör sertligini küçük bir kol yardimiyla ayarlayabilirsiniz... Uzun bir yola mi gideceksiniz? Ayarlayin en yumusagina babalar gibi seyehat edin, ya da virajlarla dolu bi yolda spor ve seri bir kullanim mi? Ayarlayin en sertine spin atmaktan korkmayin... Çogu coiloverlar zaten bu özellige sahip. Ama emin olun ki bu fiyati arttiracaktir...
Hidrolikliler
Bunun inceliklerine girmeyecegim ama eminim ki çogunu bir filmde hop hop hoplayan Amerikan arabalarini görmüssünüzdür. Bu süspansiyonlar içerden bir tus yardimiyla ayarlanabiliyor. Bu sistem oldukça pahali ve gereksiz gibi duruyor... Biraz fantazi isi anlayacaginiz... Ama gösteris meraklisiysaniz niye olmasin???
Gerçekler
Arabanizi yere yapistirmadan önce nasil yol sartlarinda kullanicaginizi iyi düsünün. 6-7 cm.lik bir Marlboro paketini bile devirebilecek bir 106 ile bir tümsekten geçmek hiç de iyi bi fikir degil bence... Bunlar Istanbul'un kabuslari... Yani tümsek ve çukurlar. Böyle bir arabaniz varsa yeni bir marspiyel için para biriktirmeye baslasaniz iyi edersiniz. Son olarak da arabanizla arch’lariniz arasindaki mesafeyi mutlaka hesaba katin. Bunlar birbirine degmeye baslarsa basiniz büyük belaya girer benden söylemesi... Unutmayin ki bazi firmalar arch’larda tekerlek için bosluk yaratabiliyor.. Yani bunu yapan firmalar var.

Amortisör Kule Gergileri (ön arka) Ne İşe Yarar?

Modifiyeli bir otomobilde sik yapilan bir diger uygulama da amortisör kule gergisi montesidir. Kule gergileri, amortisör kulelerini karsilikli olarak tek bir parça halinde birlestirmek için kullanilirlar.
Kule gergilerinin amaci, özellikle sert girilen virajlarda amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri minimize etmektir. Viraj alinirken amortisör kuleleri normalde esnerler, ve bu da bir miktar çekis kaybina (ya da yol tutusta bir miktar zaafiyete) yol açar. Kule gergileri amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri önlemek üzere dizayn edildiklerinden, viraj alimi sirasinda enerjiyi gücün yüklendigi tek bir kuleden alip diger kuleye de iletmek suretiyle paylastirirlar. Bu, jantlari yere paralel tutmaya, o da lastiklerin yere daha iyi temas etmesine yardimci olur. Sonuçta, viraj sirasindaki çekis ve yol tutus iyilesir.
Amortisör Kule Gergileri Ne Zaman Monte Edilmelidir?
Montaj sonrasinda elde edilecek performansin otomobiliniz üzerindeki kilometreyle ilgisi olmamakla birlikte, eger spor bir otomobil sahibi iseniz otomobilinizi aldiginiz ilk gün en azindan ön amortisör kule gergilerini monte etmenizi öneririm. Ancak, biraz da istege bagli olan bu durum haricinde amortisör kule gergilerinin muhakkak uygulanmasi gerekli durumlar da vardir.
Kule gergileri ön veya arka olsun farketmez, sonradan daha büyük jant/lastik kombinasyonlarina geçildiginde muhakkak uygulanmalidir. Daha sert ve kisa olan spor yaylar, daha sert ve kisa spor amortisörler veya büyük çapli janta (dolayisiyla daha ince profilli lastiklere) geçilmesi gibi süspansiyon sistemini etkileyecek modifikasyonlar sonuçta amortisör kuleleri ve hatta tüm şasi üzerindeki yükü arttırırlar. Tüm bu uygulamaların sonunda şaside esneme eskiye oranla çok daha fazla olacaktır. İşte bu modifikasyonların ardından uygulanacak kule gergileri sadece şasiyi desteklemek ve esnemeyi azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda direksiyonunuz daha hassas olacak ve verdiğiniz komutlara daha çabuk cevap verecektir.
Viraj Çubukları Ne İşe Yarar?
Viraj sırasında fizik kuralları gereği otomobiler sadece tek bir tarafa (virajın dış tarafına doğru) yatarlar. Viraj çubukları virajın iç tarafında kalan (aynı aks üzerindeki karşı taraftaki) tekerleği de yere bastırmak sureti ile tüm otomobilin yol tutuşunu iyileştirmeye yardımcı olurlar. Böylelikle önden ve arkadan kaymalar daha az yaşanır.
Özellikle yüksek hızda girilen virajlarda amortisör kule gergileri ile tam uyum içerisinde çalışırlar. Ancak, arazi kullanımında tek bir lastiğin havada kalması şeklinde dezavantajları vardır.

Susturucu & Headers (Eksoz Manifoldu)

Motorun yanma odasında patlayan yakıt ve hava karışımı, dışarıya egzoz gazı olarak çıkar. Bu çıkış ne kadar rahat gerçekleşirse, motor o kadar performanslı çalışır. Bu arada egzoz sesi de biraz artar. Otomobil üreticileri egzoz sistemin!, hem ses izolasyonu hem de performansı bir arada sunabilmek amacıyla geliştirirler.
Performans sağlayan egzoz sistemlerindeyse çıkışlar daha da rahatlatılarak egzoz gazının dışarıya çok daha kolay atılması sağlanır. Egzoz sisteminin tüm parçaları, çeşitli firmalar tarafından üretiliyor. Bu parçaların basında gelen son susturucu ve egzoz manifoldu (headers), otomobilin performansını en çok etkileyen parçalar.
Headers, yanma odasında oluşan gazın dışarıya daha rahat ve düzenli çıkabilmesini sağlar. Her silindirden ayrı ayrı çıkan atık gazlar, headers sayesinde bir düzene girer ve bunların oluşturduğu negatif basınç gücün daha da artabilmesini sağlarHeaders takıldığı takdirde, otomobilin orijinal egzoz sisteminin de komple değiştirilmesi gerekir. Bu şekilde otomobilin motor yapışı ve hacmine göre yüzde 5 ile 10 arasında güç artışı sağlanabilir. Egzoz sisteminde çok fazla değişiklik yapmak istemeyenlerse, sadece son susturucu veya bununla birlikte orta susturucuyu değiştirmekle de yetinebilirler. Ancak bu durumda fazla bir güç artışı sağlamayabilir.
Genellikle paslanmaz çelikten üretilen egzoz sisteminin orijinalinden daha hafif olması da performans severler için bir avantaj sayılabilir.

Teknik Terimler

16V: 16 subaplı motor.
1dın:1,12sae
1kw:1,34ece
1kw:1,35PSdın
ABC(Active Body Control): Otomobilin yana yatmasını engelleyen elektronik sistem.
ABS (Anti Blockier System): Panik fren anında tekerleklerin kilitlenmesini önleyen elektronik sistem. AC: Klima
AQUAPLANNING: Hızlı bir şekilde bir su birikintisine girildiğinde, aracı lastiklerinin su yüzeyinde yüzmesi, yerle teması kaybetmesidir olayıdır.
AKTİF GÜVENLİK: Otomobilde güvenliği arttıran elemanların tümü. ABS, ESP, lastikler, aracın aerodinamik yapısı, frenler, yol tutusu gibi...
AWD: (All Wheel Drive) 4 tekerlekten çekiş.
BAS: Sistem sürücünün fren pedalına sonuna kadar basması gerektiği durumlarda aksini tespit ederse frenlemeyi kendisi yapıyor.
BOXER MOTOR: Silindirlerin aynı düzlemde(180 derece) karşılıklı olarak konumlandırıldığı motor.
CBC: Arka akstaki fren sisteminin optimal kullanımını sağlıyor.
COMMON RAIL: Dizel motorlarda kullanılan yüksek basınçlı enjeksiyon sistemi.
CRUISE CONTROL: Hız sabitliyici sistem.
CVT: Sürekli değişken zamanlı otomatik şanzıman.
CVVT: Volvo’nun Vtec tarzı motoru.
CW: Sürtünme katsayısı.Otomobilin rüzgara karşı direnci.
DIN: Deutsches Institut für normung
DISTRONIC: Elektronik takip sistemi.Sistem öndeki araçla olan mesafe tehlikeli şekilde azalınca motor gücünü azaltıyor yada fren yapıyor.
DOHC: Üstten çift egsantrikli motor
DSP(Dynamic Shift program): Sürücünün kullanım tarzına göre vites değişimini hızlı yada konforlu yapan akıllı otomatik şanzıman.
EAS(Elektronik Active Steering): Aktif direksiyon sistemi. Acil durumlarda kontrolun kaybolmasını engelliyor.
EBD-EBV: Elektronik fren gücü dağıtıcısı.
ECE: Economic Commission for Europe
ECOTEC: Opel’in ekonomi,ekoloji ve teknoloji anlamına gelen motoru.
EDLS: Elektronik Diferansiyel Kilidi.
EPS (Elektro Power Steering): Elektrik motorlu hidrolik direksiyon sistemi.
ESP (Electronic Stability Program): Elektronik savrulma önleyici sistem.
FADING: Fren disklerinin ve kampanalarının aşırı ısınmasından dolayı fren etkisinin zayıflaması olayı. FPS: Yangın önleme sistemi.
FSI: VW’nin “Direkt Enjeksiyonlu benzinli” motoru.
GDI: Mitsubishi’nin “Direkt Enjeksiyonlu benzinli” motoru
GRIP: Yol tutuş'un ingilizcesi.
HB: Hatch Back.5 kapılı otomobil.
HDI: Peugeot’un common-rail teknolojisiyle ürettiği dizel motora verdiği isim.
HEAD UP DISPLAY: Gösterge tablosundaki bilgileri(hız,devir) ön cama yansıtan sistem.
HIBRID MOTOR: Bu sistemde biri benzinli diğeri elektrikli 2 adet motor vardır.
IMMOBILISER: Motoru ve otomobilin elektrik sistemini hırsızlığa karşı kilitliyen şifreli elektronik sistem.
INTERCOOLER: Turbo kullanılan motorlarda havayı soğutan sistemdir.
JIS: Japanese Industrial Standart (jıs=dın)
KARE MOTOR: Strok ve silindir çapı eşit motorlar.(Opel’in Ecotec’i)
KOMPRESÖR: Amacı turbo ile aynıdır.Fakat gücünü kayış yardımıyla motordan alır.
KW: Kilowatt
MPV: Çok amaçlı araç.(Opel Zafira)
NAVIGASYON: Akıllı yön bulma sistemi.
PASİF GÜVENLİK: Bir kaza durumunda yolcuların güvenliğini sağlayan etkenlerdir. Emniyet kemerleri, airbag, kapı içi çelik barlar, arabanın darbe emme yapısı vs. gibi.
PATS: Ford’un pasif güvenlik sistemi.Sistem alarm ve immobilizer içeriyor.
PREM AIR: Radyatörden gelen havayı filtre ederek zararlı ozon gazlarının %75’ini oksijene çeviren sistem.(Volvo)
PSM (Porsche Stability Management): Porsche'un kendine özgü, ESP'yle aynı işi gören sistemi...
QUATTRO: Audi’nin 4 tekerlekten çekiş sistemi.
REAL-TIME ÇEKİŞ SİSTEMİ: Çekiş normalde ön tekerleklerdedir.Fakat ön tekerlekler patinaja düşerse sistem çekiş gücünü otomatik olarak arka tekerleklerede iletir.(Honda HR-V)
SAE: Society of Automotive Engineers
SELESPEED: Tiptronic’den farkı manuel olması.Fakat otomatik ve yarı otomatik olarakda kullanabiliyor.
SLS: Otomobilin yüksekliğini otomatik olarak ayarlayan sistem.(Off Road araçlarda kullanılıyor)
SOHC: Üstten tek egsantrikli motor
SRS: Ek güvenlik sistemi havayastığı/emniyet kemer gergisi.
SUPER SELECT: Tekerlek çekişini ihtiyaca göre ayarlayan sistem.Bu sistemde çekiş 4 şekilde oluyor.1-Sadece arka tekerleklerden 2-Ön ve arka tekerlekler arasında dağılım 3-Ön ve arka tekerlekler arasında eşit dağılım 4-Arazi şanzımanıyla devreye giren klasik dört tekerlekten çekiş.
SUV: Sportif habi aracı.(Honda HR-V,Toyota Rav4)
TAS(Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza anında otomatik olarak s.o.s gönderiyor. TCS(ASR-ETC): Patinaj(çekiş) kontrol sistemi.
TDI: Turbo Dizel Enjeksiyon.
TIPTRONIC: Şanzıman ister otomatik ister manuel olarak kullanabiliyor.
TPC: Elektronik lastik basınç kontrolu.
TURBO: Motor’a daha fazla hava girmesini sağlayan sistem.Gücünü egsoz gazından alır.
TWIN SPARK: Silindir başına 2 adet buji.
VANOS: Bmw’nin değişken zamanlı subap kontrol sistemli motoru.
VTEC: Honda’nın “değişken zamanlı egsantrik mili kontrol sistemli” motoruna verdiği isim.
VVT-İ: Toyota’nın “değişken zamanlı subap kontrol sistemli” motoruna verdiği isim.
WANKEL MOTOR: Piston ve segman gibi parçaları bulunmayan, elektrikli motorlara benzer bir şekilde blogun ortasindaki rulmanli bir parcanin bloga giren benzinin ateslenmesiyle donmesiyle cok kucuk hacimlerden cok yuksek gucler cikartabilen bir motor tipidir. (Ornek: Mazda RX-7 1308cc 255bg!) Bu verimli yapilarina ragmen tamirlerinin neredeyse imkansiz olmasi nedeniyle neredeyse hic tercih edilmezler.
YAKIT HÜCRELİ MOTOR: Hidrojenin oksijenle tepkimeye girmesiyle elde edilen elektriğin elektrik motoru yardımıyla harakete dönüştürülmesi.

Traction Control


Halk arasinda "anti-patinaj sistemi" olarak da isimlendirilen çekis kontrol sistemi, elektronik bir aktif güvenlik ünitesidir.
Çekis Kontrol Sistemi Nedir?
Otomobilin çekise sahip tekerleklerinden herhangi birisi gereginden fazla dönüp patinaja düstügünde devreye giren sistem gazi kademeli olarak kesip motor gücünü gerekli oranda düsürerek patinaji önler. Böylece tekerleklerin yola tutunmasi saglanarak aracin güvenli bir sekilde yol almasi saglanir.
Hangi araçlara uygulanabilir?
ABS fren sistemli ve enjektörlü her türlü araca uygulanabilir.
Çekis Kontrol Sistemi'nin avantajlari nelerdir?
Çekis Kontrol Sistemi bulunmayan araçlarda kaygan zeminlerde (islak, buzlu, toprak, vb.) ve dönüslerde gereginden fazla gaza basilmasi durumunda çekis yapan tekerlekler hizla bosa döner ve aracin savrulmasina sebep olabilir. Oysa Çekis Kontrol Sistemi bulunan araçlarda her türlü yol sartlarinda emniyetli yol tutus saglanir.
- Sürüs güvenliginizi arttirir
- Virajlarda yoldan çikmanizi engeller
- Kayfan zeminlerde güvenli yol almanizi saglar
- Her türlü yol sartinda daha performansli kalkis yapmaniza yardim eder
- Lastik ömrünü uzatir
- Aks, debriyaj balatasi, sanziman vb. aktarma organlarinin ömrünü uzatir
- Kullanim tarzina göre ayarlanabilir
- Istenildiginde devreden çikartilabilir
- Aracin orjinal tesisatini bozmaz
- -40 C, +80 C ortam sicaklakliklari arasinda çalisabilir "... Yaptigim inceleme ve test sürüslerinde hiçbir olumsuzluk görmedim. Gerek üretim sekli, gerekse elde edilen sonuç itibariyla çok profesyonel bir sistem. Ürünün en büyük avantaji sürücünün kullanim tarzina göre ayarlanabilmesi ve aracin orjinalligini bozmamasi. Bu sistem hem istenildiginde devreden çikartilabiliyor, hem de sökülmek istendiginde hiçbir olumsuz iz birakmiyor.
SÜRÜS GÜVENLIGI IÇIN FAYDALI VE GEREKLI." Onno Usta
Spring Rate (Yay Oranı), Yaylar ve Yay Çeşitleri
 

Spring Rate (yay oranı) Yaylar ve Yay Çeşitleri

Bir yayın yumuşaklık veya sertlik karakteristiğini belirtmek için, üzerine uygulanan belli bir miktar (x gr.) ağırlık sonucu belli bir mesafe (y mm) kadar azalır şeklinde açıklanan orandır. Bu orana spring rate yani yay oranı denir ve g/mm veya lbs/inch olarak ifade edilir. Konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak açısından, eğer ölçü birimini g/mm kabul edersek x rakamı değişken, fakat yayın ne kadar düşeceğini belirten y rakamı sabittir ve 1mm. dir. İsterseniz hemen bir örnek verelim:
Elimizde farklı yay oranlarına (spring rate’e) sahip 2 değişik yay olduğunu varsayalım. Bunlardan birinin yay oranı 345 g/mm, diğerininki de 480 g/mm olsun. Bu, şu demektir: Birinci yaya 345 gram ağırlık uygularsan bu yay 1mm. kısalır, ikinci yaya ise ancak 480 gr. ağırlık uyguladığımızda bu yay 1mm. kısalır. Buna göre, ikinci yay birinciden daha sert bir yaydır.
Buradan şu sonuca varabiliriz: spring rate’i düşük yaylar yumuşak, spring rate’i yüksek yaylar sert yaylardır...
Eşit bakla aralıkları a,a,a,a,a,..
NORMAL (LINEAR) YAYLAR
Üzerine uygulanan ağırlıkta hep aynı miktar kısalan yaylara normal (linear) yaylar denir.
Normal bir yayda her bir bakla arasındaki mesafe birbirine eşittir (bkz. şekil 1). Bunun doğal sonucu olarak da yay üzerine yük bindiğinde, baklalar birbirlerine eşit oranda yaklaşırlar.
Örneğin 10 bakladan oluşan ve her bir bakla aralığı 2 cm. olan bir yayımız olduğunu varsayalım. Yayın üzerine, yayı 2 cm kısaltacak bir ağırlık uygularsanız spring rate sabit olduğundan her bir yayın arası 2cm/10=2mm azalacak, yani bakla aralıkları her birinde eşit olmak üzere 1,8 cm’ye düşecektir. Yani, NORMAL YAYLARIN SPRİNG RATE’İ SABİTTİR, üzerlerine uygulanan herhangi bir ağırlıkta bakla aralıkları eşit olarak azalır.
2 farklı bakla aralığı
a,a,a,a,a,..,b,b,b,b,b
STEP LINEAR YAYLAR
Step Linear yayları çift sertlikli yaylar olarak düşünebiliriz. Bu tip yaylar normal yay ile progressive yay arasıdır. Step Linear yaylarda baklaların yarısının arası birbirine daha yakınken diğer yarısının aralıkları farklıdır (bkz. şekil 2). Yani, step linear yaylar çift spring rate’e sahip yaylardır.
Step Linear yaylar şu şekilde çalışır:
Yay sıkıştığı zaman baklalar birbirine yaklaşmaya başlar. Belli bir noktadan sonra arası yakın olan yaylar birbirine değer ve bu kısım yaylanma işini sonlandırır. Geriye kalan, arası daha açık baklalar yayın daha sert olması sonucunu doğurur çünkü bir yayın uzunluğu kısaldıkça sertleşir. Bu yayları, yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi çift sertlikli veya çift spring rate’e sahip (1.bölüm için ayrı, 2. bölüm için ayrı) yaylar olarak düşünebiliriz.
Değşken bakla aralığı
a,b,c,d,e,f,g,h,i
PROGRESSİVE YAYLAR (Progressive spring / Progressive feder / Ressort progressif)
Değişken spring rate’e sahip yaylardır (Örn Eibach). Progressive yaylarda HER BİR BAKLANIN ARALIĞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR (bkz. şekil 3). Bunun sonucu olarak yol tutuşta, zıplamalarda, frenlemede en iyi performansı gösteren yaylardır.
Progressive yaylarda, yaya uygulanan her fazla baskıda (ağırlıkta) yay bu baskıya daha fazla sertleşerek karşılık verir.
Günlük hayattaki gerçek sürüş koşullarında yayın maruz kaldığı baskılar son derece değişken olacağı, yani step linear yaylardaki gibi sadece 2 ayrı yük seviyesi olmayacağı için, PROGRESSIVE YAYLAR değişken spring rate’leriyle her koşula en iyi şekilde ayak uyduran yaylardır...

Müzik Sistemi Ana Ünite Seçimi

Uygun ana ünite seçimi, yeni bir müzik sistemi yaratırken şüphesiz en önemli kısımlardan biridir. Ana ünitenin olmaması müziği çalacak birşeyiniz yok demektir.
Yeni bir ana ünite alırken karşınızda 4 seçenek vardır: Kaset, CD, MiniDisc ve son zamanlarda popüler olan MP3... Kaset ve CD çalarlar en sık rastlanılanlardır.. MiniDisc çalarlar fazla popüler değildir çünkü MiniDisc’lerin kendileri popüler değildir..
MP3 çalarlar son zamanlarda popüler olmaya başlamıştır. Örneğin Kenwood KDC-MP6090R CD player CD üzerinden MP3 çalabilmektedir. Bu da yaklaşık 10 albümünüzü tek bir CD’de toplamanız anlamına gelir.
Ana ünitede ne çalacağınıza karar kıldıktan sonra yapmanız gereken, alette ne tür özelliklere ihtiyaç duyduğunuzu belirlemektir. Tabii bu da kurmak istediğiniz sistemle doğrudan alakalıdır.
Internal Amp
Son zamanlarda çoğu ana ünite artık kendi 4x45 amfileriyle gelmektedir. Bu da şu anlama gelir: Extra bir amfiye gerek duymadan bu alete 4 ayrı kolon bağlarsınız ve bunların her birine her bir kanaldan ayrı ayrı olmak üzere 45W yollarsınız.. 4 tane ayrı ayrı 45W... Böyle güçlü bir ana ünitenin birçok avantajı vardır.. Size hem daha kuvvetli kolonlar kullanma imkanı verir, hem de ses daha yüksek seviyelerde distorsiyona uğrayacaktır. Tabi bu özellik hiç bir işe yaramayabilir de.. Eğer daha kuvvetli bir ses istiyorsanız bagajda ayrı bir external amfi kullanacaksınız demektir ve bu sefer kolonların her birini aletin içindeki kendi amfisi değil bagajdaki amfi besleyecektir. eğer bu şekilde bir sistem kuracaksanız, bu sefer de aletin üzerindeki Pre-Out’ların sayısı önem kazanacaktır.
Bu arada şunu göz önünde bulundurmakta fayda var ki, 4x45watt’lık kendi amfisine sahip bir alet 4x45watt’lık bir external amfiden kesinlikle daha zayıf olacaktır, çünkü RMS watt’ı diğerinden daha düşüktür. 4x45w bir ana ünite 12w RMS ile çalışırken 4x45w bir amfi örneğin 20w RMS ile çalışacaktır.
RCA Pre-Out
RCA Pre-Out’lar ana üniteyi (Kaset, CD çalar her neyse) amfiye bağlamakta kullanılır. Hemen hemen tüm aletler en azından 1 set (1çift) Pre-Out içerir, çoğunda da 2 set vardır. Ancak daha pahalı ve kaliteli aletlerde 3 çift de görebilirsiniz, bu da aleti 3 amfiye bağlayabileceğiniz anlamına gelir. Ana ünitenin arkasında bulunan bu Pre-Out’lar genelde kırmızı ve beyaz’dır ve görüntü olarak tv anten bağlantısına benzer. Aletle amfiyi birbirine bağlamak için de RCA kablo kullanılır.
ISO Bağlantı
ISO bağlantıda elektirik, speakerlar, topraklama bir aradadır ancak bu arabanızdaki bağlantının da aynı olduğu anlamına gelmez. Ön konsoldaki çıkışa bir adaptör takarak bu sorunu çözebilirsiniz.
Mask
Kenwood’un çıkardığını sandığım bir sistemdir ki teybin/CD çaların kafası alet kapalıyken kapkara ve sanki orada birşey yokmuş gibi gözükürkene köşeye dokununca viyyyytt.. civvvvvvvttt.. dönerek açılır karşınıza aletin ekranı çıkar. Tabi hırsızlar da aptal ya.. Anlamayacak.. Yine de güzel bir çalışma, çok havalı olduğu kesin. Bana sorarsanız ben ana üniteye yüklenip havalı ve pahalı cihazlar almak yerine sistemin diğer kısmını, yani görünmeyen kısmını sağlam tutmayı yeğlerim. Hatta mümkünse arabanın orijinal teybinin yerinde bırakıldığı tümüyle gizli sistemleri..
CD Text
Eğer CD çalar veya CD Changer destekliyorsa CD ve track bilgileri ekrana yansır.
Dot Matrix Ekranlar
Pioneer, ana ünitelerin sadece text haricinde şeyler de gösterebileceğini kanıtlayan ilk firmadır. Sonradan Kenwood’un da üretmeye başladığı bu modellerde ekranda text yanında çeşitli 3D efektler de görebilirsiniz. Örneğin şarkı ismi değişik renklerde dönerek gelir falan filan.. Tabi bu özellik için 2-3 katı para verirken, dinlemekte olduğunuz müziğin kalitesi aynıdır.